Son zamanlarda sıkça duyduğumuz bir konu var: “Anda kalmak”, “şu an”, “şimdi ve burada” olmak… Neden bu kadar üzerinde duruluyor? Bu konuda birkaç şey karalayayım derken, aklıma 2006 yapımı Click filmi geldi. Adam Sandler’ın başrolünde olduğu bu filmde, bir kumanda sayesinde yaşamak istemediğimiz anları hızla geçirebileceğimizi düşünün. Tartışmalar, sıkıcı aile yemekleri, hastalıklar… Bütün bu zorlayıcı anları ileri sarıp, istediğimiz zaman dilimlerine ışınlanma fikri kulağa hoş geliyor, değil mi?
(Spoiler geliyor) Filmin sonunda ne oluyor? Micheal istediği anları atlayarak bir ömür geçiriyor. Sevdikleri ondan uzaklaşmış, önemli anları kaçırmış… İşte bu, bana “anda olamama” halini hatırlattı. İlgimizi çekmeyen durumlarda, acelemiz olduğunda ya da hayal kurarken, zihnimizdeki geveze sesler eşliğinde o anları hızlandırmıyor muyuz?
Filmde birçok mesaj var, ancak bana en çok bunu hatırlattı: Anda kalamamanın sonucu hızla geçip giden zaman…
30’lu yaşlarıma girmeme yakın bir zamanda, YouTube’ta bir kanal açmıştım. Bu kanalda “anda kalmak”la ilgili bir içerik hazırlamaya karar verdiğimde, aslında “an”da olamayan bir Seray olduğumu fark ettim. Zihnim sürekli düşüncelerle doluyken, gerçekten ne zaman rüzgarın yüzümü okşadığını hissettim ki? Hangi anımda yüzde yüz orada olabildim? Bir şey anlatılırken kimi yüzde yüz dinleyebildim zihnim arka fonda konuşmadan, hayallere dalmadan?
Bu videoları hazırlamak kolaydı. “İşte, şu şekilde anda kalabilirsiniz, bu alıştırmaları yapın…” diye anlatmak kolaydı. Ama uygulamak? Bu gerçekten zor.
İnsanı diğer canlılardan ayıran en temel özellik “düşünme” kabiliyetidir. Düşünmek, karar vermemizi, plan yapmamızı, hayal kurmamızı sağlar. Ancak bazen bu düşünme kabiliyeti, bizi anda kalamamaya sürükleyen en büyük engel olabilir. Zihin arka fonda düşüncelerle dans ederken şimdi ve burada olma halinden çoğu zaman eser kalmaz.
E peki o zaman anda kalabilmek ve anla olan bağımızı güçlendirebilmek için neler yapabiliriz? Gestalt Temelli Kişisel Gelişim eğitimimden edindiğim bazı öğretileri paylaşmak istiyorum:
1. Bulunduğunuz mekânı inceleyin. Nerede oturuyorsanız, etrafınızı gözlemleyin. “Ben xx’im ve buradayım,” demeyi öğrenin ve bunu günlük yaşantınıza entegre edin.
2. Zihninizi kontrol altına alın. Zihin sürekli konuşur ve bizi sık sık başka düşüncelere yönlendirir. Bu tür anlarda, zihninizin sesini kısın ve şu an yaptığınız işin farkında olun.
3. Nefesinize odaklanın. Nefes, anda kalmanın temel taşlarından biridir. Her gün 3 dakika ayırarak gözlerinizi kapatın ve nefesinize odaklanın. Zihniniz devreye girerse, onu nazikçe uzaklaştırın ve nefesinize geri dönün.
4. Doğayla temas kurun. Dışarıda yürürken, havanın sıcaklığını, rüzgârı ya da ağaçların sesini dinlemeye çalışın. Bu küçük detaylar, anda kalmanıza yardımcı olabilir.
5. Sevdiklerinizle vakit geçirin. Onlarla birlikteyken gerçekten orada olun. Onları dinleyin, bu anı paylaşın ve sevginizi hissettirin. Hem siz hem de karşınızdaki kişi buna değer.
Seray Yiğit
Profesyonel Koç (Gestalt Temelli İlişki ve Kariyer Koçu)
Sayfamda buluşalım😊 İnstagram: SerayTv