Fethiye… Daha dün gibi hatırlıyorum, sabahın ilk ışıklarıyla pırıl pırıl denizinin beni selamladığı o huzurlu anları. İlk günkü heyecanla yola çıkıp doğanın ve tarihin kollarında kendimi kaybettiğim bu yerde, her saniye ruhuma işledi. Bu yazı, bir haftalık rüya gibi bir tatilin ardından kalbimde kalanların bir özeti…
Sabahları kuş sesleriyle uyanmak gibisi yok. İlk günümde, sahil kenarındaki bir kafede oturmuş, sıcacık simit ve taze demlenmiş çay eşliğinde masmavi denizi izlerken, hissettiğim huzur anlatılmazdı. O an, buranın dinginliğiyle içimden derin bir nefes aldım ve “Evet,” dedim, “buradayım.”
Likya Yolunda Bir Adım
Maceraya atılma vaktiydi. Likya Yolu boyunca denizle dağların iç içe geçtiği nefes kesici manzaralar eşlik eder. Yolda Likya Uygarlığı’na ait antik kalıntılar, kaya mezarları ve amfitiyatrolar görebilirsiniz. Yol, tarih ve doğanın bir arada olduğu eşsiz bir deneyim sunar. Her adımda Akdeniz’in mavi tonları ve çam ormanlarının yeşilliği size eşlik eder. Likya Yolu’nda yürürken doğanın her detayını keşfettim. Etrafımdaki kuş cıvıltıları, rüzgarın taşıdığı tuzlu deniz kokusu ve ayağımın altındaki patikalar… Tarihin ve doğanın buluştuğu bu büyülü rota, ruhuma işleyen bir serenattı adeta.
Ölüdeniz’in Büyüsü
Fethiye’nin eşsiz incisi Ölüdeniz’i görmek için sabırsızlanıyordum. O manzarayı ilk gördüğüm an, büyülendim. Masmavi suların sakinliği beni içine çekerken, yamaç paraşütüyle gökyüzünden süzülen insanları izlemekte bir başka keyifti. Adını aldığı, dalgasız ve sakin lagün bölgesi, suyun adeta bir ayna gibi parlamasını sağlıyordu. Sığ ve durgun su sevenler için tam isabet bir nokta.
Kayaköy’ün Sessiz Hikayesi
Kayaköy, Fethiye’nin tarihi ve kültürel zenginliklerinden biri olan, geçmişin izlerini taşıyan büyüleyici bir Rum köyüdür. Tarihi MÖ.4 yüzyıla kadar uzanır. Terk edilmiş taş evleriyle, oranın sessizliği bir zamanlar bu sokaklarda yaşamış insanları düşünmeme sebep oldu. Her taş, her duvar sanki bir hikaye anlatıyordu. Hüzünle huzurun bu kadar iç içe olduğu bir yer daha önce görmemiştim. Her adımda tarihe dokunmak ve doğanın büyüsünü hissetmek istiyorsanız Kayaköy mutlaka keşfetmeniz gereken bir yer.
Saklıkent Kanyonu’nun Buz Gibi Suları
Likya, Ölüdeniz, Kayaköy hem tarihi hem doğa ile iç içe olan tatilim devam ederken, Saklıkent Kanyonu’nu da es geçmek istemedim tabii. Kanyonun içinde yürüyüş yaparken buz gibi sular ayaklarımı uyuşturdu ama bu serinlik inanılmaz bir ferahlık verdi. Doğanın bu kadar etkileyici ve güçlü olduğu bir yerde bulunmak, unutulmaz bir deneyimdi. Suların içerisinden yaklaşık 2-3 Km’lik bir yürüyüş sonrası yine buz gibi bir şelale altında ıslanmak benim için müthiş bir deneyimdi.
ATV ve Jeep Safari Macerası
Bu bölgenin en eğlenceli bir diğer aktivitesi de ATV ve Jeep ile safari turlarıydı. Bu etkinlik bireysel veya arkadaşlarınızla yapacağınız en eğlenceli ve özgür aktivitelerden biri olabilir. Geziler genellikle gruplar ile birlikte yapılırken, rehber eşliğinde muhteşem rotaların tadını çıkarabilirsiniz.
Lezzet Dolu Akşamlar
Her günün sonunda, sahil kenarındaki restoranlarda yerel lezzetlerin tadına vardım. Taze deniz mahsulleri ve mezelerle dolu sofralarda, gün batımını izlemek her akşamı özel kıldı. Balık hali ise oranın enerjisi bambaşka! Denizden yeni çıkan taptaze balıkların kokusu, rengarenk tezgahlar ve esnafın güler yüzü… Seçtiğim balığı hemen orada pişirtip, tatlı bir öğle yemeğiyle bu renkli dünyanın tadını çıkardım. Sanki Akdeniz’i yiyor gibiydim. Hele o bal kabağı tatlısı… Sanki güneşin batışını damakta hissetmek gibiydi.
Bir haftalık tatil boyunca hem eğlendim, hem gezdim hem de öğrendiğim muhteşem zamanlar geçirdim. Dönerken kendimi tatile doymuş ve yeni bir başlangıca tamamen hazır hissederek ayrıldım. En kısa zamanda tekrar görüşmek üzere.